Vallahi artık bu oyun işinde tren kaçtı kaçacak derken… adamlar “bir dakika kardeşim” dedi, Money Train 3 ’ü patlattılar. Yani şöyle söyleyeyim, bu trenin makinisti bildiğin zenginlik yüklü. Öyle basit bir tren değil, lokomotifin içinden para fışkırıyor desem yalan olmaz.
İlk açtığımda bir baktım; grafikler acayip havalı. Bu nasıl steampunk bir dünya, nasıl retro bir aksiyon… Gözümden kalpler çıkmadıysa şanslıyım. E tabii içimden de geçirdim “umarım sadece görüntü değil, içerik de sağlamdır.” Neyse, ilk spin… ikinci… derken olay koptu. O bonus turu yok mu… of!
Money Train 3 ‘ün olayı klasik spin değil arkadaş. Oyun diyor ki: “Gelin bakalım gençler, sizi gerçek maceraya alalım.” Paralı semboller, özel karakterler, her biri ayrı iş görüyor. Özellikle Collector, Sniper, Necromancer… Bu karakterler geldiğinde ekran resmen canlanıyor. Toplanan paralara çarpanlar ekleniyor, düşeni diriltiyor… “Bu nedir yahu?” dedirtiyor.
Ve en güzeli, oyunun temposu hep yüksek. Sürekli bir şeyler oluyor. Dönüşler boş bile geçse o beklenti hep var. “Hadi lan şu karakter bir daha gelsin” diye spin çevirdiğim çok oldu.
Zaten oyunu oynarken fark ediyorsun, bu tren hep rayında ama bazen makas değiştiriyor. Bir anda sıradan giderken, hoop bir dönüşle kâr fışkırıyor. Her an her şey olabilir havası veriyor sana. Bu da bağımlılık sebebi oluyor haliyle.
Bak şimdi… böyle hızlı, bol aksiyonlu bir oyunu oynayacaksan site de taş gibi olacak. Yoksa tren kaçmadan sinirden telefonu fırlatırsın. O yüzden ben ne yapıyorum? Slotter’dan oynuyorum kardeşim.
Slotter öyle bir sistem yapmış ki… ne donma var, ne aksama. Trene biniyorsun, makaralar dönüyor, bonus turu açılıyor, her şey jet gibi. Üstüne bir de bonuslar var. Diyorlar ki: “Gel bu trene bin, biz de sana bagajdan sürpriz çıkaralım.” Eh bu da gönül işi yani.
Oyun zaten dopdolu, ama Slotter sayesinde tadından yenmez hale geliyor. Arayüz sade, işlem hızı yüksek, ödeme sistemi düzgün. Yani para kazandın mı, almak için takla atmıyorsun. Rahat rahat oynayıp keyfini sürüyorsun.
Money Train 3 bana şunu öğretti: Slot dediğin sadece sembol değil, karakter de taşımalı. Heyecan da vermeli. Bu oyunda sadece para değil, macera da kazanıyorsun. “Her spin yeni bir yolculuk” desek yeridir.
Ha bazen şans yanında olmuyor mu? Olmuyor. Ama oyunun havası seni bırakmıyor. “Bir tur daha, belki şimdi gelir” diyorsun. Ve bazen geliyor gerçekten. Full ekran sembol, çarpanlar, ekran kilitlenmiş… Kazanç yazıyor ekranın her köşesinde. İşte o an hayat kısa ama bu tren uzun diyorsun.
Finalde şunu diyeyim… Herkesin hayatta bir şansı vardır. Bazen o şans bir trende gelir, bazen bir makarada. Ama sen binmeden bilemezsin. Ve bu trenin adresi net: Slotter.
Bak şimdi... Sabah sabah uykumdan uyanmışım ama hala gözüm açık değil. Elimi yüzümü yıkamadan, tost…
Sabah sabah uyanmışım, ruh halim belli değil. Hani ne dışarı çıkasım var ne de televizyon…
Günün birinde, yine klasik “bugün ne yapsam” modunda oturuyorum. Çayım soğumuş, telefonun ekranı bile bana…
Şimdi itiraf edelim... “Action Money” diye bir oyun ismi duyduğunda insanın aklına ilk olarak aksiyon…
Abi, şimdi dürüst olalım. Meyve makinesi diye bildiğin klasik slotlardan sıkıldıysan, Fire Strike tam da…
The Hand of Midas, Bak şimdi... Midas denen şahıs var ya, elini neye sürse altın…